Kanser bu hızla devam ettiği takdirde 2030 yılına gelindiğinde 27 milyon kişi bu amansız hastalığa yakalanacak.
En tehlikeli ve hayatı tehdit eden kanser çeşitleri arasında ise kadınlarda meme, erkeklerde prostat ve her iki cinsiyeti tehdit eden akciğer kanseri ilk üçte yer alıyor.
Kansere yol açan baş düşman ise sigara ve alkol olarak karşımıza çıkıyor. Tabi ki anne ve babadan gelen genler, yaş, cinsiyet gibi faktörler de bunların yanında etkili oluyor. Sağlıklı beslenmeyen ve günlük fiziksel aktivitelere katılmayan bireyler de kansere yakalanabilmekteler.
Geçtiğimiz yıllarda Kanser Gününde kansere ve sebeplerine değinmek için düzenlenen bir söyleşi de söz alan Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Bölümü Anabilim Dalı Üyesi Prof. Dr Hasan Biri erkeklerdeki prostat kanserine dikkat çekti. Erkeklerde prostat kanserinin akciğer kanserinden sonra en sık görülen kanser tipi olduğu dile getiren Biri, Avrupa’da yükselişe geçen bu hastalığın yılda 2.6 milyon kişiyi pençesine aldığını söyledi. Bütün kanser vakalarının %11’inin prostat olduğunu ve prostat kanserinden ölüm oranını %9 olduğunu aktaran Biri, bu kanser türü için en kuvvetli riskin gen aktarımı olduğunu dile getirdi. Yani ailesinde prostat kanseri olan bir bireyin bu rahatsızlığa yakalanabileceğini, dolayısıyla beslenmesine ve günlük spor aktivitesine özen göstermesi gerektiği aşikardır.
Prostat kanseri 40 yaş üstündeki erkeklerde sıkla görülen ve herhangi bir erken dönemde belirti vermediği için erken teşhise olanak sağlamayan sinsi bir hastalık olduğunu söyleyen Biri, idrarda görülen kan, meniye karışan kan gibi durumlarda hastalığın ileri safhalara vardığını vurguladı ve metastaz halindeyken kemiklerde ağrı belirtisi de görülebilmekte olduğunu söyledi.
Her kanser türünde olduğu gibi bu kanser türünde de erken teşhisin önemine değinen Biri, erken teşhis halinde tedavinin de aynı oranda başarıya ulaşacağını dile getirdi ve “Teşhis anında kanser sadece prostatta sınırlı ise; kanser hastalığından tamamen iyileşme şansı oldukça yüksektir” diyerek erken teşhis konusunun altını çizdi. Bunun için hiç bir işeme sıkıntısı yaşanmasa bile erkeklerin, 50 yaşından sonra her yıl bir üroloji hekimine müracaat ederek prostat kanseri taraması yaptırmasını tavsiye eden Prof. Biri, “Amaç prostatın içinde sınırlıyken, yani hiç bir klinik belirtisinin olmadığı dönemde hastalığın tespit edilmesidir.” dedi.
Prostat kanseri taramasının nasıl olacağı şeklinde endişeler taşıyan erkek hastaları da rahatlatan Biri, bu taramanın iki şekilde yapılabileceğini söyledi. Bunlardan biri normal prostat muayenesi diğeri ise kandaki PSA oranının ölçümü olduğunu ifade etti.
Hasan Biri, tedavi aşamasının kanserin evresine bağlı olarak planlandığını, dikkatli gözlem, cerrahi tedavi, radyoterapi, HIFU, hormonoterapi, kemoterapi gibi tedavi metotlarının seçenekler arasında bulunduğunu dile getirdi. Cerrahi tedavide açık ve kapalı cerrahinin yanında robotik cerrahi ile müdahale edilebiliyor.
ÖNLENEBİLİR TEK KANSER AKCİĞER KANSERİ
Kanser vakalarında önlenebilir ve önüne geçilebilir tek kanser türü olarak akciğer kanseri görülmektedir. Sigaraya bağlı olarak gelişen bu kanser türü için Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Türkan Tatlıcıoğlu, önlenebilir tek kanser tipi ifadesini kullandı.
Dünyada her yıl 1 milyon kişiye kanser tanısını konulduğunu belirten Tatlıcıoğlu, bu rakamın dünyadaki kanser vakâlarının yaklaşık olarak %13’üne karşılık geldiğini ve her yıl bu sayının %3 civarında arıttığını not düştü. Akciğer kanserine bağlı ölümlerin ise toplam kanser ölümleri göz önünde bulundurulduğunda %18’lik bir orana denk geldiğini ifade eden Tatlıcıoğlu, bu kanseri erkeklerde daha sık görüldüğünü ifade etti. Öyle ki Avrupa’da erkeklerin %21’ine, kadınlarınsa %5’ine akciğer kanseri teşhisi konulmuş. Bu oranlar erkek sigara tiryakilerinin kadın tiryakilerden çok olduğunu da gözler önüne seriyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nde ve Avrupa toplumunda 1980’den itibaren özellikle akciğer kanserine karşı açılan savaş neticesinde erkeklerde sigara kullanıcısı oranı aşağılara inmiştir. Kadınlarda ise sigara kullanımında bir miktar artış gözlemlenmiştir. Akciğer kanseri özellikle Doğu Avrupa ve ülkemizde de artış gösteren ve sık görülen bir kanser türüdür.
Akciğer kanserinin belirtileri ekseriyetle; balgam çıkarma, öksürük, nefes darlığı, sırt, göğüs veya kol ağrıları, kan tükürme, ses kısıklığı, yüz ve boyunda şişmeler, hırıltılı nefes alma gibi etkilerle meydana çıkabilmektedir. Yine de hastalığın ilk başlangıç dönemi diğer kanserlerde olduğu gibi sinsidir ve hiç belirti vermeye bilir. Bunun için doktor Tuzcuoğlu üç hafta veya daha fazla süren öksürük, öksürükle beraber kanlı balgam gibi durumlarda mutlaka bir doktora başvurulması gerektiğinin altını titizlikle çekiyor.
Erken teşhis mümkün olmasa da, sigara gibi hayatımızı tehdit altına alan bu illeti bıraktığımız zaman bu hastalığın önüne geçmek gayet mümkün.
KADINLARIN KORKULU RÜYASI MEME KANSERİ
Kadınlarda sıklıkla rastlanan ve günden güne bir çok kadını pençesine alan meme kanseri, Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Bahadır Ege’nin aktarımlarına göre son 30 yıl içerisinde kadınlar arasında yarı yarıya bir artış göstermiş durumda.
Geçtiğimiz yıllarda her 17 kadından birinde rastlanan meme kanseri, Ege’nin ifadeleriyle günümüzde 7-8 kadından birinde görülen bir kanser türü olarak karşımıza çıkmakta.
Çok gelişmiş ülkelerde; iş hayatına atılmış ve kariyerini ön plana çıkaran kadınlarda meme kanserinin daha fazla görüldüğünü ifade eden Ege, bunun sebebinin kadınların hiç doğum yapmamasının veya geç yaşta ve az doğum yapmasından, hiç bebek emzirmemelerine ya da çok emzirmelerine bağlıyor ve ekliyor bu sınıfa giren kadınlarda meme kanseri riski oldukça fazla.
Özellikle yakın akrabalarından meme kanserine yakalanan kadınların düzenli olarak muayene olmalarını ve taramalardan geçmesi gerektiğinin altını çizen Ege, her kadının kedini elle muayene edebileceğini ama özellikle 40 yaşından sonra her yıl bir kez mamografi testini yaptırmaları gerektiğini özellikle vurguluyor.
10 ADIMDA KANSERDEN KORUNMA
Ülkemizde kanserle mücadele için kurulmuş Sağlık Bakanlığı Kanser Savaş Dairesi adında bir birim bulunuyor. Bu daire toplumda farkındalık uyandırmak ve kanserin önlenebilir bir hastalık olduğunu ifade etmek adına 10 maddeden oluşan bir tedbir planı hazırladı. Bu 10 hayati tedbir aşağıdaki gibi.
- Sigara içmeyin,
- Anne karnındaki bebeği ilaç, kimyasal maddeler, toksinler ve radyasyondan uzak tutun,
- Çalışma ortamınızdaki zararlı maddelerden sakının
- Gereksiz röntgen, tomografi gibi radyolojik tetkiklere girmekten kaçının,
- Lüzumsuz ilaç kullanmaktan kaçının,
- Güneş ışığının zararlı etkilerine karşı cildinizi koruyun,
- Düzenli olarak spor ve egzersizler yapın,
- Yüksek kalori içeren katkı ve takviye maddelerinden uzak durun,
- Alkolden uzak durun,
- Böcek ilacı gibi kimyasal tarım ilaçlarına yaklaşmayın